Ne o?
Balat'a gitmem, gidemem mi sanıyordunuz?
Fotoğraf çekmeyi seven her insan gibi ben de gitmek görmek, o sokak çocuklarının fotoğraflarını çekmek, bahsedilen tarihi dokuyu hissetmek istiyordum ve gittim.
Gittim ama bundan bir yıl önce, güneşli ve sıcacık bir mart gününde. Mart 2013'te.
İstanbul'lularının gözünün nuru metrobüs ile Ayvansaray durağında indikten sonra yürüyerek vardık Balat'a. Önce Ayvansaray'ı gezme imkanımız oldu böylece.
Kanlı Meryem kilisesini de. Aslında bahçesinde dolandık desek daha doğru, sokmadılar bizi içeri. Bir pazar günü kilise kapalı olur muymuş yoksa.
Gerçi ben o kilisenin hala kilise olarak kullanılan tek Bizans kilisesi olduğunu bilseydim illa ki görmek isterdim. Fatih Sultan Mehmet'in kilise olarak kalmasına izin verdiği ferman hala kilisenin duvarında asılıymış mesela. Bir girip görseydim fena mı olurdu?!
Ancak bunları döndükten sonra öğreniyorum.
Bunlar Ayvansaray'dan.
Siz benim ne kadar tembel olduğumu bilirsiniz. Balat diye çıktım yola ama Ayvansaray'da tıkandım. Balat'ı ayrı bir post yapmaya karar verdim. Tabii bu arada başlığı da değiştirdim. Ama inanın bu tembellikten değil. Baktım yazı uzayacak, sıkılacaksınız falan...
Kimsenin benden sıkılmasına müsade edemem!
Artık Balat'ı da bir sene sonra yazıveririm herhalde. İşte bu tembellikten :)
No comments:
Post a Comment